Madra dağlarında göçebe hayatı
Mayıs sonunda Gölcük yaylasına göç eden Kadir ve annesi, Kasım ayı sonuna kadar ahşap kulübelerinde yaylacılık yapıyorlar. Oğlaklar bütün yazı keçi ve koyunlarıyla birlikte geçirirler. Ailesi 150 yıl öncesine kadar her yıl Bursa'dan Madra Dağı'na göç ederken günümüzde bu göç sadece kısa mesafeli göçe dönüşmüştür. Göçebe olan Kadir ve ailesi eskiden siyah çadırlarda yaşarken şimdi mavi brandalı küçük kışlalarda yaşıyorlar. Yayla çevresindeki meralarda hayvanlarını otlatırken hem ormana hem de kendi bahçelerine doğal gübre sağlıyorlar. Yerleşim planında sundurmaları basit ve kendi kendine yeten bir yapı olmasına rağmen bahçelerinde fasulye, biber, kabak, domates, mısır, patlıcan ve diğer yaz sebzeleri yetiştirirler. Yayla, Roma döneminde Edremit ve Bergama'yı birbirine bağlayan bir yol işlevi gördüğünden, bu topraklardaki kadim bilgiler kuşaktan kuşağa aktarılarak son kuşak olan Kadir'e ulaşmış.
Yaylada göçebe olarak yaşayan on aile var. Yiyeceklerini paylaşırlar ve yaz başında birlikte ahşap kulübeler yapmaları için birbirlerine yardım ederler çünkü kış aylarında ayılar kulübelerini tahrip eder. Günübirlik yaşarlar ve sebzelerini Edremit'te halk pazarında satarlar. Kadir'in günü her sabah saat 4'te keçileri öğleden sonraya kadar ormanda otlattıktan sonra sağımla başlar. Öğleden sonraya kadar annesiyle bahçelerinde vakit geçirir. Keçiler otladıktan sonra gün batımından önce kendi başlarına tahta ağıllarına dönerler. İçgüdüsel olarak eve giden yolu biliyorlar.